Ana içeriğe atla

''Acun Ilıcalı Hull City'nin Yeni Sahibi'' : Sürecin İşleyişi, Hull City'nin Yapısı


 Acun Ilıcalı, Türk televizyon yayıncılığının şüphesiz ki en çok tanınan ve en yenilikçi ismi. Kendisi girişimci kişiliği ve cesareti ile seveninin de, sevmeyeninin de kabul edebileceği bir güce sahip. Futbola da yakınlığıyla bilinen Acun, büyük bir Fenerbahçe taraftarı. Camianın önemli isimlerine yakınlığı ve yaptığı yardımların dışında, kulübün karar mercii ile birebir etkileşimleri yüzünden kulüp içinde sahip olduğu hüviyet tartışılan bir isim. Ancak genel tabloya baktığımız zaman, Acun Ilıcalı Türk futboluna direkt etki etmiş, içinde bulunmuş bir medya patronu. Ve bu medya patronu Ocak ayı itibariyle, uzun süredir konuşulan Hull City satışının ardından, bir İngiliz takımının da sahibi. 118 yıllık tarihe sahip bir kulüp ve Londra'nın 248 km kuzeyindeki bir şehir... Acun Ilıcalı, bu beklenmedik macerası ile birlikte kendi saygınlığını direkt değiştirebilecek bir projenin içerisinde. Hikayenin sonunda nelerin yaşanabileceğini, Acun Ilıcalı'nın bu projeye atılım sürecini, öncesindeki Hollanda macerasını ve Hull City'nin geçmişini göz önünde bulundurarak ele alacağız.

Hull City, 1904 yılında İngiltere'nin Yorkshire ve Humber bölgesinin içinde yer alan Hull yerleşkesinde kurulmuş bir futbol kulübü. Küçük bir şehrin, mütevazi bir takımı olan Hull City, 11 yıl boyunca Mısırlı Allam ailesi tarafından yönetildi. 2010 yılının Kasım ayında kulübün hisselerini satın alan aile yönetiminde, 2 kez İngiltere Premier Lig'e yükselme ve 1 kez FA Cup finali başarısı gördüler. Satın alınmadan önce transfer yasağına uzanan bir süreci atlatan kulüp, Mısırlı ailenin yönetiminde maddi yeterliliklerini yerine getirebilen, çıkış içerisindeki bir kulübe dönüştü. Normal şartlarda tarihlerinde ilk Premier Lig şansını 2008 yılında edinmiş mütevazi bir kulübün beklentilerini yerine getirebilecek ve sahiplerin yerini sağlamlaştırabilecek olan bu tablo, Allam ailesinin ticarı kaygılarla kulübün ismini ''Hull Tigers'' yapma isteğiyle birlikte taraftarın gelenekçi kaygılarını beraberinde getirecek bir hale büründü. Kulübün geleneklerine bağlı ve tutkulu taraftar grubu ''City Till We Die'' (CTWD) Mısırlıların bu isteğine olumsuz bir tutumla karşılık verirken, başkan Assem Allam ''şehir için istedikleri kadar ölsünler, (grubun ismiyle alay eden bir ifade) güzel bir futbol izlemek istiyorlarsa bu değişim yaşanacak'' diyerek yangını iyice körüklüyordu. 2014 yılında isim değişikliği için İngiltere Futbol Federasyonuna (FA) başvuran Assem Allam beklemediği bir sonuçla ret cevabı aldı. Bunun ardından o gün itibariyle kulübü satılığa çıkaran Mısırlı aile, satış konusunda katı kuralları olan bir aileydi. Hayatlarını marina işletmelerinden kazanan Allam'lar, kulübe sahip olmak isteyen her bir iş adamının önüne taş koydular. Zira 2014 yılında başlayan bu süreç 8 yıla dayanarak 2022 yılında sonuçlandırılabildi. 

Peki ya her bir adayın önüne taş koyan Assem Allam'ın dikkatini neden Acun Ilıcalı çekti? Acun Ilıcalı, bilinmediği bir ülkede nasıl Hull City taraftarının olumlu beklentiler içerisine girmesini sağladı? Benim bu konudaki öngörüm kendisini ifade etme becerisi ve sahip olduğu futbol vizyonu. Muhabirlik ile girdiği futbol dünyasında geldiği noktaya değin bu işe bir tutku olarak bakan Acun Ilıcalı, Allam ailesi gibi futbolun içinden gelmeyen bir denizci ailenin yanında spor vizyonu olan bir isim olarak dikkat çekiyor. Bu da kendisinin İngiliz kulübünün taraftarı gözünde olumlu intiba bırakmasına en temel sebep. 

Şimdi ise gelelim kendisinin Fortuna Sittard dönemine. 2020'nin yaz aylarında Hollandalı kulübe yatırım yapacağı konusunda anlaşılan Acun Ilıcalı, 2021'in Nisan ayına değin bu yatırımlarını sürdürdü. Ancak, bilinen üzere kendisinin kulübünün hisselerinin tamamını mevcut sahibi Işıtan Gün'den istemesi üzerine bu yatırımlar sonlanmıştı. Bu dönem kendisinin spor yöneticiliği becerilerine çok ışık tutmamasıyla beraber, bu noktada süreçten çıkarabilecek bir gerçek var; Acun Ilıcalı bu işi gerçekten yapmak isteyen, tutkulu birisi. Işıtan Gün ile birlikte yürütülen Sittard sürecinde etkisini yeterince göremediğimiz network ağının da Hull City'de ortaya çıkabileceğini düşünüyorum. Ancak önceki cümlede ifade ettiğim gibi Acun Ilıcalı'nın bu projedeki anahtar kelimesi ''tutku.'' Hull City gibi, tarihi doldurulmayı bekleyen boş yapraklardan oluşan, maddi yükümlülükleri konusunda problemli olmayan, tutkulu ve küçük bir şehrin takımı, Acun Ilıcalı ismi için büyük bir şans. League One'a kadar düşmesinin ardından, geçtiğimiz sezon Championship'e yükselen Hull City şu anda 19. sırada bulunuyor. Doğru isimler doğru parçalara birleştirildiği takdirde, ikna kabiliyeti yüksek, sosyal becerileri kuvvetli Acun Ilıcalı, İngiltere'de başarılı olacaktır. Umalım ki, süreç Türk futboluna olumlu etki edebilecek, doğru yollarla inşaa edilir ve kazanan Türk futbolu, sporu olur. Süreci futbolseverler olarak hep birlikte takip edeceğiz.










Bu blogdaki popüler yayınlar

Vincenzo Montella Mucizesi

Milli takım teknik direktörlüğü koltuğu, futbolun her döneminde o koltukta oturan kişi için ağırlık teşkil eden bir koltuk olmuştur. Bir bayrağı temsilen o koltukta bulunmanızla başlayan süreç, kulüp takımı görevinin görev kapsamından bağımsız pek çok zorluğu beraberinde barındırır. Milli takım görevi, Dünya futbolunda geçmişten beri tecrübesi yeterli ve insani becerileri gelişmiş, kulüp takımlarındaki özgeçmişi geçerli kişilere verilirdi. Kulüp takımları bazında beklentilerini yerine getirmiş, amiyane tabirle bu bağlamda kramponlarını asmış isimler Milli takımlar dünyasına giriş yapar, bu görevi kendileri için yeni bir meydan okuma olarak görürlerdi. Bu meydan okumanın, bu görevin ağırlığıyla eşleştiği temel nokta, kendini kanıtlamış isimlerin bir ülke futbolu yönetilirken bu ağırlığı daha kolay süspanse edebilecek isimler olmalarıydı. Zira kadroya dahil edilecek isimlerden tutun, ortaya konulacak oyun fikri, alınan sonuçlar ve bunun benzeri pek çok husus hem bulunulan ülk...

Fransa 1984: Platini'nin Turnuvası

Fransa Milli Takımı, son 20 yılın en başarılı ve istikrarlı takımlarından belki de ilki... Son yıllarda yaptıkları atılımlarla Dünya Futboluna sayısız genç futbolcuyu kazandırarak, futbolcu yetiştiriciliğindeki önder futbol ülkesi olmayı başaran Fransa, özellikle modern futbolu ihtiyacı olan atletizmi, oyun görüşü ve oyun aklı ile birleştiren oyun anlayışına uygun futbolcular yetiştirdiler, bu sayede de üst üste turnuva başarıları elde ettiler. 1998 Dünya Kupası ile başlayan 26 yıllık süre içerisinde, girdikleri 14 turnuvada 2 Dünya Kupası ve 1 Avrupa şampiyonluğu yaşadılar. Bunun dışında 2 Dünya Kupası finaline ve 1 Avrupa Şampiyonası finaline de adını yazdıran Fransa, bu süreçte Zinedine Zidane, Thierry Henry, Marcel Desailly, Franck Ribery, Karim Benzema, Didier Deschamps, Patrick Vieira, Antoine Griezzman gibi oyuncuların dışında, son jenerasyonun lider oyuncuları Kylian Mbappe, Aurelien Tchouameni, Eduard Camavinga gibi oyuncuları da Dünya futboluna kazandırdılar. Çok ...

"Bir Kupa Hocası": Simone Inzaghi

Dünya futbol tarihinde bazı teknik adamlar ucu kupaya giden turnuva yollarını diğerlerinden iyi yürürler. Bu teknik adamların kilit özelliklerini reaksiyon becerisi ve soğukkanlılık olarak nitelemek mümkündür. Özellikle çift ayaklı elemelerde 90 dakika üzerine kurgulanan plan kadar, 180 dakikalık yapılan bir program da takımı başarıya götürebilir. Özellikle elinizde beklentilerin nispeten düşük olduğu kulüpler olduğunda, eşleşmeleri kazanmaya dair pragmatik ve akılcı çözümler sizi başarıya götürüyor. Bunun en önemli örneklerinden biri de, bu sezon Şampiyonlar Ligi finaline uzanan Inter. En son 2010/11 sezonunda Son 16 turunun ötesini gören Inter, geçtiğimiz 12 sezona bir de UEFA Avrupa Ligi finali sığdırmış olsa da, 2009/10 sezonunda Mourinho önderliğinde yaşadıkları peri masalını tekrarlama noktasında yetersiz kalmışlardı. 2018 ve 2021 yılları arasındaki o üç sezonda değil Kupa 1'de ilerleme kaydetmek, gruptan çıkmayı bile başaramamışlardı. 2021 yılında Antonio Conte...