Galatasaray'da 2022 çok radikal değişikliklere sahne olarak başladı. Oldukça yüksek bir teveccüh ile göreve geldiğinde, projesinin öncesi ve sonrasında oldukça kritik bir yere sahip olduğu bilinen Fatih Terim, Burak Elmas'ın göreve gelmesinin 203 gün ertesinde görevinden alındı. Kendisinden beklenildiği gibi Galatasaray değerlerine sahip çıkarak bu süreci göğüslenen Fatih Terim'in, bu kararla ilgili oldukça kırgın olduğu da basında yer buldu. Yerine göreve getirilen isim ise Pep Guardiola'nın, 2007'den, 2018'e değin yardımcılığını yapmış olan Domènec Torrent oldu. Bu kararlar silsilesinin, hem 4. Galatasaray döneminin 4. yılını doldurmuş olan ve taraftar nezdinde de bu tip bir karar neticesinde görevinin sonlanacağı düşünülmeyen Fatih Terim'in bu dönemine hem de göreve getirilen teknik adamın kariyerine, oyuna bakışına ışık tutarak Galatasaray için neleri getireceğine kendi şahsi kanaatlerimce yorum yapmaya çalışacağım.
Öncelikle Fatih Terim'in 4. dönemi ile ilgili geçmişe gitmek gerekiyor. Fatih Terim, Igor Tudor'un planlaması ve yapılanması için kurgulanan bir kadroya göreve geldi. Göreve gelmesinin akabinde Florya'daki otorite eksikliğini gidererek, bu yetenekli kadroya üst üste iki sezon şampiyonluk yaşattı. Hocanın camiaya kazandırdığı mentalite ve kazanma alışkanlığı, oyuncular nezdinde iyi bir figür sergilemesi ile de birleşince, yaşanan organizasyonsuzluklar, transfer hataları büyük resmin çok küçük bir parçasını kapsamaya başladı. Zira 4. Fatih Terim dönemi, Galatasaray için mali sıkıntıların, transfer hatalarının sık yaşandığı, yönetimle ve farklı camialarla sürtüşmelerin işin rengini çok etkilediği bir dönemdi. Yine de Fatih Terim'in sahip olduğu otorite, o koltukta olmasının verdiği güven hem taraftar hem camia nezdinde işlerin iyi gittiği fikrini zihinlere empoze etti. Ancak başarıyla geçen 2 sezonun ardından, Fatih Terim'in taktiksel yeterliliği ve saha içi kabiliyeti sorgulanmaya başlandı. Galatasaray'ın Muslera'nın sakatlığı ile sarsıldığı sezondan itibaren başlayan bu sorgulama, başarısızlık ile de birleşince, büyük resimdeki o küçük detaylar taraftarın daha da gözüne batmaya başladı. Nitekim Fatih Terim figürünün yeterliliği sorgulanmaya, Galatasaray'ın gidişatından beklentilerin azalmaya başladığı noktada taraftar fikir ayrılığı içerisindeydi; yönetimin hatalarını dikkate alanlar, Fatih Terim'i sorgulayanlar. Tabii ki bu denli saygı duyulan ve camianın başarılarının baş aktörü olan bir ismi sorgulamak o kadar kolay olmayacaktı. Bu yüzden ilerleyen süreç için topun ağzında rahmetli Mustafa Cengiz yönetimi olacaktı. Fatih Terim ise bu noktada yönetimle sürtüşerek, kararlarının, isteklerinin yerine getirilmediği noktasında taraftarı körükleyecek ifadelerde bulunuyordu. İlerleyen süreçte, şampiyonluğun gelmediği iki sene bu kısır tartışmalarla ilerlerken, Galatasaray mali kriz ve Beşiktaş'a kaptırılan şampiyonluğa yanıyordu.
Gidişat biliniyor, transfer krizleri, Fatih Terim'in başarılı kriz yönetimi, başarı, saha içerisinde başarısızlık, minimal krizler ve nihayetinde yönetim değişikliği... Burak Elmas yönetiminin planlamasında yer aldığı bilinen Fatih Terim, Burak Elmas yönetiminin evvelinde sergilediği tutum göz önünde bulundurulduğunda radikal bir tercihle görevinden alındı. Ancak kendi bakış açımdan bu durumu ele aldığımda bu denli ani yaşanan bir şey olduğunu düşünmüyorum. Fatih Terim'le geçen 4 sezonun, başarı ve başarısızlıkla geçen her anından çıkardığım çıkarımları üç konu başlığında değerlendireceğim; ''Ne yapılamadı?'', ''Ne yapılabilirdi?'', ''Bu dönem Galatasaray'a ne kattı?''
Ne yapılamadı?
Fatih Terim'in camia içinde aldığı konuma ve takım iletişimindeki etkisine büyük saygı duyduğumu ifade ederek, kendisinin saha içi hakimiyetinin kariyerinin ilk yıllarındaki gibi olmadığını düşünüyorum. Her ne kadar birçok açıdan yorumlanmaya açık olsa da, futbol bir skor oyunu ve istikrar bir gereklilik. Galatasaray bu süreç içerisinde, birçok başarısız transferden etkilendi ve bu hem maddi tablonun, hem de takımın saha içi istikrarının etkilenmesine sebebiyet verdi. Taktik planlama bu süreç içerisinde pek çok kez değişiklik gösterdi ve ben kendi adıma ligde oynanan maçlar esas alındığında 2020/2021 sezonunda evinde oynadığı Beşiktaş maçı gibi pek çok maç görmeyi beklerdim Fatih Terim gibi bir isimden. Fatih Terim'in teknik donanımının yaş ve enerjisi ile de ilişkili olarak zayıfladığını, belli şartlar birleşmediği takdirde de tecrübeli hocanın kendini gösteremediğini düşünüyorum.
Ne yapılabilirdi?
Fatih Terim büyük bir figür, hem domestik hem de uluslararası bağlamda sahip olduğu şöhret ve otorite kendisini özel birisi yapıyor. Hal böyleyken ben Fatih Terim gibi bir ismin daha iyi bir teknik ekibi kurmasını ve hem o isimlerin futbol kariyerlerine, hem de kendi saha içi yönetimine olumlu etki etmesini beklerdim. Özellikle ''Coverciano'' gibi dev bir futbol fikir fabrikasına sahip İtalya'da sahip olduğu şöhret düşünüldüğünde, kendisinin İtalya'dan genç bir antrenörü kadrosuna katarak fikir alışverişini hızlandırması çok makul ve mantıklı bir tercih olurdu. Ülkemizde de Francesco Farioli ile yaşanan yardımcı antrenörün oyuna etkisi gerçeği, modern futbolda önemli bir yer tutuyor. Genç, özellikle oyunun bir yönüyle ilgili ihtisası sağlam ve istekli pek çok spor adamı, önemli isimlerin yanında görev alarak tecrübe kazanıyorlar. Joao Sacramento, Rene Maric gibi örnekleri çoğaltmak mümkün. Fatih Terim'in dünya futbolunda sahip olduğu konum da düşünüldüğünde modern futbolun gerçeklerini iyi bilen, uluslararası bağlamda gelecek vaat eden isimler Fatih Terim ile çalışarak kendilerine portföy kazandırmak isterler. Tuğberk Tanrıvermiş gibi bir isim, hemen burnumuzun ucundayken, değerlendirilmemiş olunması benim ''acaba'' edinmemi sağlıyor.
Bu dönem Galatasaray'a ne kattı?
Konuşulması gereken doğrular olduğu da aşikar. Galatasaray'ın oldukça dinamik ve genç bir kadrosu var. Özellikle Fatih Terim hususunda belirttiğim teknik kabiliyet bu sezonun Avrupa maçlarında çok fazla tezahür etti. Galatasaray, sahip olduğu dinamik kadro, bilekleri iyi, oyunu açan isimleri ile birlikte Avrupa Ligi'nde açık savunma ile oynayan rakiplerine karşı, doğru bir oyun oynayarak başarıyla ulaştı. Ve yeni hoca Son 16 fırsatını kucağında bulacak. Doğru yönetildiği takdirde oldukça yetenekli bir oyuncu grubu olan Galatasaray, bir taktik anlayış oturtulması çok müsait bir takım. Genç ve verileni alan bir takım olan ekip, Domènec Torrent gibi bir taktisyenle birleşecek. Bu oldukça heyecan verici. Fatih Terim'e de bu konuda teşekkür etmek gerekiyor.
Yeni hoca Domènec Torrent... Kendisi, dünyanın en büyük taktisyeni Pep Guardiola ile 10 sene çalışmış bir isim. Bu elbette bir teknik direktörü Galatasaray gibi kompleks bir camiaya teknik direktör yapmaya yeterli değil ancak, ben mevcut şartların sağlanması ihtimalinde, Galatasaray'ın ihtiyacı olan şeyin bir taktisyen olduğu kanaatindeyim. Kendisinin Guardiola gibi saha içerisinde hep bir adım ötesini isteyen bir isimle çalışmış olması çok büyük artı. Bunun yanında NYCFC ve Flamengo kariyerlerinin, özellikle New York cephesiyle ilgili aldığım duyumlar, bir taktik mentalitesi olduğu ve buna değer verdiği. Yazımın az önceki bölümünde, Galatasaray'ın kadrosu ile ilgili sarfettiğim ifadeler kendisinin bu özelliği ile oldukça bağdaşıyor.
Ancak benim Galatasaray'dan beklentim, Fenerbahçe'nin yaptığı gibi bir geçiş süreci antrenörü seçmesi idi. Taktiksel bir sistem oturtmak, uzun bir sürecin işidir ve sezon ortasında bir taktisyeni getirmektense, ekibinin de saha içi tecrübe edinmesi için, önden ekibinin çalıştığı bir yarım dönem inşaa etmek ve devamında Torrent ile bir maceraya başlamak çok makul olabilirdi. Ancak bir şeyleri kaybetmeye açık olmak gerekir, çünkü taktiksel istikrar edinmek bir şeylerden feragat etmeyi gerektirir. Umarım bu karar Türk futboluna bir şeyler katma hususunda faydalı olur.