Ana içeriğe atla

"Shota Arveladze Hull City'nin Yeni Hocası": Acun Ilıcalı Modeli, Shota'nın Kariyeri, Jim Rodwell ve Tan Kesler

Hull City, resmi hesabı aracılığıyla Shota Arveladze'nin yeni teknik direktörleri olduğunu duyurdu. En son 2020'nin sonunda Pahktakor'dan ayrılan Gürcü hoca, uzaktan bakılınca pek çok sporseverin zihninde "Acun Ilıcalı ile direkt bağlantısı sayesinde bu görevi edindi" imajı kazandı. Acun Ilıcalı'nın Süper Lig'ten yaptığı transferler de hesaba katıldığında, kendisinin tercihleri ile ilgili merak konusu olan pek çok detay var. Şu anda tartışmalara konu olan ve bu köklü kulübün başına geçen Shota Arveladze'yi, Acun Ilıcalı'nın hedeflediği projeyi ve Hull City'i nelerin beklediğini inceleyeceğiz.

Shota Arveladze, kariyerinde Rangers, Ajax, Trabzonspor gibi takımlarda oynamış, Gürcistan futbolunun en önemli figürlerinden birisi. Gürcistan Millî Futbol Takımı'nın da en çok gol atan oyuncusu. Shota, Gürcistan futbolunun kendi içinde kırılmasını yaşadığı yıllarda Kaladze, Kobiashvili, Khizanishvili ve Nemsadze gibi isimlerle birlikte jenerasyona öncülük etmişti. Bahsi geçen isimlerin birçoğu Gürcistan futbolunun, gelişim vaat eden yeni jenerasyonu ve Willy Sagnol ile sürdürülen projede yer alıyorlar. Shota Arveladze, kendi anlattığı üzere teknik direktörlük kabiliyeti olduğuna inanmış ve ilk olarak Gürcistan Millî takımından teklif almış, ancak günümüzde en son Everton'da futbol direktörlüğü görevi üstlenmiş olan Marcel Brands tarafından AZ Alkmaar'da Louis van Gaal'in yardımcılığı teklif edilince, kendisi bu projeyi kabul etmiş. AZ Alkmaar'da bir tam sezon Louis van Gaal, bir sezon içerisinde de Ronald Koeman ve Dick Advocaat ile çalıştı, ardından Süleyman Hurma tarafından Kayserispor birinci adamlığı teklif edilince, 2.5 sene çalışacağı Kayseri'ye geldi. Burada geçirdiği süre boyunca dikkat çeken bir performans sergiledi ve ilk sezonunda Kayserispor'u ligin ilk 6 sırasına soktu. 2012/13 sezonunda ayrıldığında, Robert Prosinecki'ye bıraktığı kadro, kalan sezonu 5. tamamlayacaktı, kendisi ise Kasımpaşa'nın yeni hocası olmuştu. Burada takımın çıktığı iki sezonu da ligin ilk 6 sırasında tamamlayan Gürcü hoca, Kalu Uche, Scarione ve Adem Büyük gibi isimlerden üst düzey verim almıştı. Kısa birer Trabzonspor ve Maccabi Tel-Aviv döneminin ardından, ilk kupalarını kazanacağı Özbekistan macerası başlamıştı.

2017 yılında Özbekistan'ın köklü takımlarından Pakhtakor'un başına geçti Gürcü hoca. Lokomotiv Tashkent'in arkasında kalıp, 4 yıl boyunca şampiyonluktan uzak kalan Pakhtakor takımı ile 5 kupa kazandı ve Asya Şampiyonlar Ligi'nde takımını Asya'nın en iyi dört takımı arasına yazdırdı. 2020 yılının Aralık ayında görevinden ayrılan ve bu sürecin ardından ilk kez bir takım çalıştıracak olan Shota Arveladze ve bu projeyle ilgili değerlendirilmesi gereken noktada işin teknik boyutu kadar, iletişim ve sportif planlamanın da yeri olduğunu düşünüyorum. 

İşin bu boyutuna bir yorum getirmek için "Kısa Paslar" YouTube kanalının hazırladığı araştırma videosunu referans aldım. Acun Ilıcalı'nın Hull City için bir futbol atmosferi hazırladığını, taraftarın ilgisini çeken bir tutkuyla bu işe sarılan Acun Ilıcalı'nın taraftar nezdinde kazandığı sevginin dışında, kendisinin bu proje için farklı perspektifleri bir araya getirebilecek futbol akılları ile yola çıktığını anlıyoruz. Bu noktada birlikte olduğu isimlerin ilki Tan Kesler. TFF'de Türk futbolunun stratejik planlamasını yapan kurulun başında çalışmış, pek çok futbolcunun menajerliğini yapmış bir isim olan Tan Kesler, sahip olduğu network ağını Hull City'ye iyi bir atmosfer yaratmak için kullandığı takdirde oldukça doyurucu bir CV'ye sahip. Bir ikinci isimse Jim Rodwell. Kariyerini tamamladığı Boston United'ta önce geçici antrenörlük, ardından Futbol Direktörlüğü ve CEO'luk görevi üstlendi, bunun ardından da Ray Trew'in satın aldığı Notts Country'de kulübün danışmanlığını üstlendi. Ardından Sunderland, Scunthorpe, Peterborough ve FA Council gibi kulüp ve kurumlarda görev alan Jim Rodwell, Acun Ilıcalı'nın İngiliz futbolunun domestik dinamiklerine uyum sağlaması adına elini güçlendiren bir isim. Shota Arveladze'nin projedeki konumuna gelmemiz gerekirse... Kendisi saha içi iletişime değer verdiğinden bahseden, deneyimli bir antrenör. Kasım ayından itibaren İngilizce eğitimi aldığını bildiğimiz Shota Arveladze, belli ki bu sportif atmosfere yeni dahil edilmedi. Kendisi için bir teknik altyapı ve organizasyon kurgulama süresi verildi ve bu çok değerli bir şey. Zira Hull City gibi köklü bir kulüpte görev alacak olan ekibin aldığı risk büyük, teknik ve sportif altyapısı ise çok değerli. Acun Ilıcalı'nın zaten Türkiye Futbolu - Hull City bağlantısı üzerine odaklanacağını biliyoruz, ancak bu işin doğru isimlerle ve doğru planlamayla olması gerektiği de malum. Doyurucu CV'lere sahip, ülkenin futbol iklimine ve dinamiklerine hakim isimlerle çalışmasının yanında, Türk futboluna da katkı sağlamak isteyen Ilıcalı'nın Shota tercihini anlayabiliyorum, ancak doğru bir teknik altyapının da oluşturulması gerekli. Doğru kadro kurgusu, doğru sportif planlama ve doğru isimler birleşince başarı gelecektir, ancak alınan risk büyük. Bir Brentford-Danimarka ya da Wolverhampton-Portekiz ilişkisi kurulabilir mi bilemiyorum, ancak uluslararası çapta önemli bir figür olan, elindeki imkanları çalıştığı isimlerden edindiği altyapıyla birleştirerek başarılı olan Shota Arveladze'nin gelişi, sadece Acun Ilıcalı bağlantısı ile açıklanamaz. Umalım ki bu birlikteliklerin tümü Türk futbolu için faydalı ve yapıcı olur.

Bu blogdaki popüler yayınlar

Vincenzo Montella Mucizesi

Milli takım teknik direktörlüğü koltuğu, futbolun her döneminde o koltukta oturan kişi için ağırlık teşkil eden bir koltuk olmuştur. Bir bayrağı temsilen o koltukta bulunmanızla başlayan süreç, kulüp takımı görevinin görev kapsamından bağımsız pek çok zorluğu beraberinde barındırır. Milli takım görevi, Dünya futbolunda geçmişten beri tecrübesi yeterli ve insani becerileri gelişmiş, kulüp takımlarındaki özgeçmişi geçerli kişilere verilirdi. Kulüp takımları bazında beklentilerini yerine getirmiş, amiyane tabirle bu bağlamda kramponlarını asmış isimler Milli takımlar dünyasına giriş yapar, bu görevi kendileri için yeni bir meydan okuma olarak görürlerdi. Bu meydan okumanın, bu görevin ağırlığıyla eşleştiği temel nokta, kendini kanıtlamış isimlerin bir ülke futbolu yönetilirken bu ağırlığı daha kolay süspanse edebilecek isimler olmalarıydı. Zira kadroya dahil edilecek isimlerden tutun, ortaya konulacak oyun fikri, alınan sonuçlar ve bunun benzeri pek çok husus hem bulunulan ülk...

Fransa 1984: Platini'nin Turnuvası

Fransa Milli Takımı, son 20 yılın en başarılı ve istikrarlı takımlarından belki de ilki... Son yıllarda yaptıkları atılımlarla Dünya Futboluna sayısız genç futbolcuyu kazandırarak, futbolcu yetiştiriciliğindeki önder futbol ülkesi olmayı başaran Fransa, özellikle modern futbolu ihtiyacı olan atletizmi, oyun görüşü ve oyun aklı ile birleştiren oyun anlayışına uygun futbolcular yetiştirdiler, bu sayede de üst üste turnuva başarıları elde ettiler. 1998 Dünya Kupası ile başlayan 26 yıllık süre içerisinde, girdikleri 14 turnuvada 2 Dünya Kupası ve 1 Avrupa şampiyonluğu yaşadılar. Bunun dışında 2 Dünya Kupası finaline ve 1 Avrupa Şampiyonası finaline de adını yazdıran Fransa, bu süreçte Zinedine Zidane, Thierry Henry, Marcel Desailly, Franck Ribery, Karim Benzema, Didier Deschamps, Patrick Vieira, Antoine Griezzman gibi oyuncuların dışında, son jenerasyonun lider oyuncuları Kylian Mbappe, Aurelien Tchouameni, Eduard Camavinga gibi oyuncuları da Dünya futboluna kazandırdılar. Çok ...

"Bir Kupa Hocası": Simone Inzaghi

Dünya futbol tarihinde bazı teknik adamlar ucu kupaya giden turnuva yollarını diğerlerinden iyi yürürler. Bu teknik adamların kilit özelliklerini reaksiyon becerisi ve soğukkanlılık olarak nitelemek mümkündür. Özellikle çift ayaklı elemelerde 90 dakika üzerine kurgulanan plan kadar, 180 dakikalık yapılan bir program da takımı başarıya götürebilir. Özellikle elinizde beklentilerin nispeten düşük olduğu kulüpler olduğunda, eşleşmeleri kazanmaya dair pragmatik ve akılcı çözümler sizi başarıya götürüyor. Bunun en önemli örneklerinden biri de, bu sezon Şampiyonlar Ligi finaline uzanan Inter. En son 2010/11 sezonunda Son 16 turunun ötesini gören Inter, geçtiğimiz 12 sezona bir de UEFA Avrupa Ligi finali sığdırmış olsa da, 2009/10 sezonunda Mourinho önderliğinde yaşadıkları peri masalını tekrarlama noktasında yetersiz kalmışlardı. 2018 ve 2021 yılları arasındaki o üç sezonda değil Kupa 1'de ilerleme kaydetmek, gruptan çıkmayı bile başaramamışlardı. 2021 yılında Antonio Conte...