Ana içeriğe atla

İlhan Palut ve Çaykur Rizespor: Proje ve Başarı

Geçtiğimiz senelerde Konyaspor hakkında yazdığım bir yazıda, Konyaspor'un transfer noktasında gösterdiği başarının doğru teknik adamla birleştiğinde ne gibi sonuçlar verdiği ve Konyaspor'un o dönem itibariyle gösterdiği başarıyı anlatmıştım. O dönem takımın başındaki İlhan Palut'un kariyerindeki ilmek ilmek işlenen başarısının ve her takıma gösterdiği direkt etkinin bu başarıdaki önemli yeri de konu başlıklarından birisi olmuştu. O dönem yeni başlamış olan 2022/23 sezonunun devamında İlhan Palut'la yollarını ayıran ve Aleksandar Stanojevic'le anlaşan Konyaspor, bir türlü dikiş tutturamamış, önce Stanojevic'le, ardından Hakan Keleş'le yollarını ayırmıştı. Mevcut tabloda Konyaspor ligin dibine demir atmış durumda. Konuyu getirmek istediğim yer, bu örnek üzerinden bir başarının istikrarı sağlanamadığı müddetçe tam tersi etki ettiği üzerine. O dönem İlhan Palut'la sağlanan istikrar ve oyun karakterine sahip çıkılamamış, bu da domino etkisiyle mevcut tabloda yaşanan başarısızlığa doğru ilerlemişti. 2023 yılının Şubat ayında yaşanan bu ayrılığın ardından, bu hikayenin aktörlerinden İlhan Palut'un kariyerinde ise farklı bir istikamet oluşmuştu. Haziran ayında Çaykur Rizespor'la anlaşan İlhan Palut, Karadeniz ekibinde yaşayacağı dönüşümün başlangıcını yapmıştı.

Çaykur Rizespor, Süper Lig'de varlığını dönem dönem sürdüren, ekonomik olarak istikrarlı ancak sportif başarının bir sonraki aşamasına geçilemediği bir takım. Özellikle son 5 senede yönetimin üç kez değişmesi, ligden düşüşler ve tekrar çıkışların yaşanması hedeflerin ve vizyonun dönemsel olarak değişimlerine neden olmuştu. Buna karşın bir teknik adama yaratılan çalışma ortamı bakımından pek de fena olmayan bir şöhrete sahip. Yakın dönemde Hikmet Karaman'la 3 yıllık bir süreyle çalışan, Okan Buruk'un Rizespor'da gösterdiği başarının ardından kariyerinin şampiyonluklar yaşayacağı dönemine geçişi, Bülent Korkmaz'la 1.5 yıla yakın çalışarak Süper Lig'e dönüşün sağlanması gibi örnekler bu şöhreti sağlayan örnekler. Uzun vadede değerlendirildiğinde Yasin Çakmak, Vedat Muriqi gibi isimlerin büyük takımlara transfer oluşu da Rizespor'un bazı transfer başarıları olmuştu. Ancak başında bahsettiğimiz gibi, bu başarının bir sonraki adımı için geniş çaplı adımlar atılmamış, bu potansiyelin muhafaza edilmesi daha önde tutulan bir prensip olmuştu. Ancak İlhan Palut'un gelişi, tekrardan Süper Lig'e dönmüş bir takım için iddialı, revizyon odaklı bir çalışma olarak değerlendirilebilirdi.

Teknik adam ismiyle başlayan bu reformun ilk adımları elbette transfer hamleleriyle de sürdürülecekti. Dal Varesanovic'in Sarajevo'dan, Atilla Mocsi'nin Zalaegerszeg'ten, Minchev'in Sparta Prag'dan, Oscar Pinchi'nin Las Palmas'tan, Pekka-Laine ve Zeqiri'nin Finlandiya Ligi'nden transferleri totalde 23 yaş ortalaması olan bir 2023/24 transfer döneminin en önemli isimleriydi. Bunların dışında Rizespor'un oyun karakterine direkt etki edecek olan, Premier Lig'in en tecrübeli oyuncularından, Jonjo Shelvey ismi ve CSKA Moskova'dan kiralanan Adolfo Gaich de heyecan uyandıran isimlerdi. Rizespor, 1. Lig'den Süper Lig'e çıkma başarısı gösterdiği tecrübeli takımı yenilemiş, yaş ortalamasını düşürmüş, transfer edilen isimler dışında Rizespor'un daha önceden kadrosunda bulunan genç oyuncular Emirhan Topçu ve Mithat Pala'nın da olduğu dinamik bir kadro iskeleti kurulmuştu. Bu tablonun bir diğer önemli şansı da, işin başında bir teknik adamla kurulan ortak bir çalışmanın eseri olmasıydı. Başında iyi bir teknik adamla, oyuncu profillerinin genelinin geleceğe dönük başarılı isimler olduğu ve dinamik yapının oyun yapısını şekillendiren tecrübeli isimlerle birleştiği bir iskelet, büyük bir kriz olmadığı müddetçe başarıya gitmesi sürpriz olmazdı.

Rizespor'un İlhan Palut dokunuşlu oyun anlayışına da göz atmamız gerekiyor... Bir İlhan Palut takımı için merkez iskelet çok önemlidir. İlhan Palut bir sentez oyunu kurgulayıcısı profilinde ve bu sentez kurgusunun iki oyun anlayışını birleştirmesi bakımından titizlikle işlenmesi önemli. Bu iki oyun anlayışından ilki top kazanma ve prese dayalı bir oyun. Bu oyunun baş aktörü orta alandaki ikilinin dinamik tarafı Ibrahim Olawoyin. Sahanın her tarafını kat eden, süpürücü profil Olawoyin takımın topu kazandığı noktada üçüncü bölgeye taşınması noktasında aktif rol alıyor. Takımın ana iskeletini ve ilk 11'ini oluşturan yapıda maç başına başarılı top sürme istatistiğinde ve top çalma istatistiğinde Olawoyin lider isim. Sauer ve Mithat Pala da bu rol için İlhan Palut'un önemli alternatifleri, ki Mithat Pala'nın top çalma istatistiğinde takımın tüm kadrosunun lideri olduğunu söylemeden geçemeyiz. Sentezin diğer tarafı ise topun efektif kullanıldığı, direkt paslarla dikine hücuma çıkılan bir oyun. Bu oyunun Rizespor için merkezdeki lideri Jonjo Shelvey. Kendisi takımın isabetli pas kullanımı, kilit pas gibi merkez oyuncularının baş rolünde olduğu ofansif aksiyonlarındaki en önemli ismi. Ayrıca merkezden uzun top kullanımlarında da maç başında 7.6 gibi bir istatistikle Süper Lig'in lideri konumunda. Bu iki oyunun sentezinin buluştuğu ortak nokta çizilmiş hücum planı yani set hücumları. Her ne kadar ligin en çok skor üreten takımlarından olmasa da, Rizespor Dal Varesanovic gibi bir üçüncü bölge silahına sahip. Hem 3. bölgede top tutan, hem de takımın santraforu Gaich'e yakın oynayarak ikinci bir skor üreticisi olan Varesanovic'in merkezinde olduğu Rizespor hücum yapısı, Zeqiri gibi takımın kilit pas atma istatistiğindeki lideri ve çapraz bindirmeleriyle Rizespor'un hücum çeşitliliğine hizmet eden Casper Højer gibi bir bekiyle, aksiyon alıyor. Son halka ise hareketliliğiyle önde kurulan savunma hattına rağmen kompakt kalmayı başaran Rizespor geri dörtlüsü. Mocsi ve Emirhan Topçu'dan oluşan genç tandemin hamle stoperi Emirhan İstanbulsporlu Mehmet Yeşil'den sonra, maç başına tehlike engelleme istatistiğinde 2. sırada. Ayrıca ligin en çok top çalan 3 stoperinden biri. Atilla Mocsi ise bir denge stoperinin iyi özelliklerini sergileyen, genç ve potansiyelli bir oyuncu.

Bu kadro yapısıyla Çaykur Rizespor 22 lig maçında 10 galibiyet, 5 beraberlik ve 7 mağlubiyetle 5. sırada ve ligin 3. sırası ile arasında yalnızca 2 puan var. Bu başarı sürdürüldüğü ve aynı anlayışın tesis edildiği müddetçe Rizespor hem mevcut yapıda çok fazla gelir elde edebileceği oyuncuya sahip, hem de bu gelir sportif başarıya dönüştüğü müddetçe ligin üst sıraları için ciddi bir aday. Bu başarıda hem İlhan Palut'a ve scouting biliminin önemine inanan, hem de mevcut ekonomik istikrarı sağlayan Rizespor yönetiminin de ciddi bir etkisi var. Umarım memleketimin takımı Rizespor bu başarıyı sürdürmeye ve futbolda bir emsal olmaya devam eder.


Bu blogdaki popüler yayınlar

Vincenzo Montella Mucizesi

Milli takım teknik direktörlüğü koltuğu, futbolun her döneminde o koltukta oturan kişi için ağırlık teşkil eden bir koltuk olmuştur. Bir bayrağı temsilen o koltukta bulunmanızla başlayan süreç, kulüp takımı görevinin görev kapsamından bağımsız pek çok zorluğu beraberinde barındırır. Milli takım görevi, Dünya futbolunda geçmişten beri tecrübesi yeterli ve insani becerileri gelişmiş, kulüp takımlarındaki özgeçmişi geçerli kişilere verilirdi. Kulüp takımları bazında beklentilerini yerine getirmiş, amiyane tabirle bu bağlamda kramponlarını asmış isimler Milli takımlar dünyasına giriş yapar, bu görevi kendileri için yeni bir meydan okuma olarak görürlerdi. Bu meydan okumanın, bu görevin ağırlığıyla eşleştiği temel nokta, kendini kanıtlamış isimlerin bir ülke futbolu yönetilirken bu ağırlığı daha kolay süspanse edebilecek isimler olmalarıydı. Zira kadroya dahil edilecek isimlerden tutun, ortaya konulacak oyun fikri, alınan sonuçlar ve bunun benzeri pek çok husus hem bulunulan ülk...

Fransa 1984: Platini'nin Turnuvası

Fransa Milli Takımı, son 20 yılın en başarılı ve istikrarlı takımlarından belki de ilki... Son yıllarda yaptıkları atılımlarla Dünya Futboluna sayısız genç futbolcuyu kazandırarak, futbolcu yetiştiriciliğindeki önder futbol ülkesi olmayı başaran Fransa, özellikle modern futbolu ihtiyacı olan atletizmi, oyun görüşü ve oyun aklı ile birleştiren oyun anlayışına uygun futbolcular yetiştirdiler, bu sayede de üst üste turnuva başarıları elde ettiler. 1998 Dünya Kupası ile başlayan 26 yıllık süre içerisinde, girdikleri 14 turnuvada 2 Dünya Kupası ve 1 Avrupa şampiyonluğu yaşadılar. Bunun dışında 2 Dünya Kupası finaline ve 1 Avrupa Şampiyonası finaline de adını yazdıran Fransa, bu süreçte Zinedine Zidane, Thierry Henry, Marcel Desailly, Franck Ribery, Karim Benzema, Didier Deschamps, Patrick Vieira, Antoine Griezzman gibi oyuncuların dışında, son jenerasyonun lider oyuncuları Kylian Mbappe, Aurelien Tchouameni, Eduard Camavinga gibi oyuncuları da Dünya futboluna kazandırdılar. Çok ...

"Bir Kupa Hocası": Simone Inzaghi

Dünya futbol tarihinde bazı teknik adamlar ucu kupaya giden turnuva yollarını diğerlerinden iyi yürürler. Bu teknik adamların kilit özelliklerini reaksiyon becerisi ve soğukkanlılık olarak nitelemek mümkündür. Özellikle çift ayaklı elemelerde 90 dakika üzerine kurgulanan plan kadar, 180 dakikalık yapılan bir program da takımı başarıya götürebilir. Özellikle elinizde beklentilerin nispeten düşük olduğu kulüpler olduğunda, eşleşmeleri kazanmaya dair pragmatik ve akılcı çözümler sizi başarıya götürüyor. Bunun en önemli örneklerinden biri de, bu sezon Şampiyonlar Ligi finaline uzanan Inter. En son 2010/11 sezonunda Son 16 turunun ötesini gören Inter, geçtiğimiz 12 sezona bir de UEFA Avrupa Ligi finali sığdırmış olsa da, 2009/10 sezonunda Mourinho önderliğinde yaşadıkları peri masalını tekrarlama noktasında yetersiz kalmışlardı. 2018 ve 2021 yılları arasındaki o üç sezonda değil Kupa 1'de ilerleme kaydetmek, gruptan çıkmayı bile başaramamışlardı. 2021 yılında Antonio Conte...